Etkileyici Sözler
Sayfa Açıklaması: Güzel Etkileyici Sözler, etkileyici aşk sözleri, etkileyici damar sözler, etkileyici sözler kısa, etkileyici anlamlı sözler, etkileyici 2017-2018.
Aşık olmak en güzel duygu tabi doğru aşkı bulmak en zoru.Hadi doğru kızı buldun ona açılmak ise en can alıcı kısmı.Sevdiğinize, sevdiğiniz kişilere şöyle en can alıcı etkileyici bir söz söyleyerek kalplerini çalmak ister misiniz? Dert etmeyin bizler araştırdık ve oldukça anlamlı kişiyi size hayran bırakacak harika sözlere ulaştık.
EN GÜZEL ETKİLEYİCİ SÖZLER:
Başını daima dik tut unutma başı eğik olanın celladı çok olur.
Elimde olsa sesine sarılırdım.
Lanet olsun. Ne muazzam şey seni sevmek!
Sen ülkemin yaz geceleri gibisin.
İnsan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar.
Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayınız.
Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın.
Kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır.
Bütün iyi şeyler güler. Yalvarırım gülmeyi öğrenin.
Güneş demişken, ellerini çok seviyorum.
Aşkın her halini gördüm, artık ne hali varsa görsün.
Benim sevdiğim renk senin gözlerinde kaldı.
Gözyaşlarını, çocukların erişmeyeceği bir yere saklayın.
Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna.
Öyle güzel bakardı ki, sadece beni gördüğünü zannederdim.
Gençliğimi sadaka verdim şu dilenci yıllara.
En ağır işçi benim; gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.
Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?
O kadar güzel unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım.
Kasımda aşkı bulamadık, kapıyı aralık bıraktık.
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur.
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Sen böyle güzelken bana söz düşmez bakma, şiirler yazdığıma.
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
Ne kadar seversen, o kadar sevilirsin derken kafan mı güzeldi.
Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz.
Başkasının önünü aydınlatırken kendi yolumuza da ışık tutarız.
Öyle bir gel demelisin ki, mesafeler anlamını yitirmeli.
Ne demiş şair. Mutluluğu benimle bulan benimdir gerisi misafir.
Tercihleriniz umutlarınızı yansıtsın korkularınızı değil.
Hava soğuk, umutlar uzak. Demek ki bugün de içimizi çay ısıtacak.
Avucu kadar yüreği olmayan insanları kürek gibi dili var…
Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun için sevgiliye “yar” denilir.
İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.
2 duble rakıdan sonra herkes herkesi sever, söyle ona beni kahvaltıda sevsin.
İçine attıkların kederindir. İçinden atamadıkların kaderin…
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir.
Belki hiç bir şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi!
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim. Sensiz boğazımdan geçmiyor.
Birçok insan mutluluğu, burnunun üstünde unuttuğu gözlük gibi etrafta arar.
Hayat yolunda çıplak ayakla dolaşma hayal kırıklarım ayağına batabilir.
Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen. Demlikte nefesin, bardakta gamzen…
Bir merhaba yeterdi tanışmamıza, yüreğinde aşk kadar cesaret olsaydı.
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!
Salatalığın kabuğunu soymak, onun hıyar olduğu gerçeğini değiştirmez.
Gittiğin yerde boşluk dolduran değil, gittiğin zaman boşluğu doldurulamayan ol.
Bazı anlar vardır unutamazsın. Tekrarını istersin ama pozisyon kaçmıştır.
Yolunu değiştirmeden gittiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur.
Ne bir savcı kalırdı ne de bir yasa şu insanoğlu önce kendini yargılasa…
Aşk; kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, özneyle yüklem değil, iki yürek gerekir.
Özür dilerim seni kendime bile anlatamazken başkalarına nasıl tarif ederim.
İnsanlarla uzun süre yaşayamıyorum. Sonsuzluğun payından bana biraz yalnızlık gerek.
Uçurtmalar rüzgâr gücü ile değil o güce karşı koydukları için yükselirler.
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz, yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar.
Seveceksen öylece sev. Ne kusursuz insan ara ne de insan da kusur. Elif Şafak
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, seni beklediğim kadar.
Nankör insan her şeyin fiyatını bilen hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir.
Bizi biçimlendiren hayatımızdaki olaylar değil, bu olaylar karşısında geliştirdiğimiz inançlardır.
Gerek yok her sözü, laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.
Ben sende tattım aşkı sevdayı ben sende anladım birini sevip onun olmayı bu bendeki sen hep yaşayacak.
Boğazıma takıldı sevdan. 3 kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.
Başkalarının senin hakkında ne düşündükleri konusunda endişe duyduğun sürece, onlar senin sahibindir.
Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız. Sorsalar, güya hepiniz âşıktınız.
Bugün her zamankinden farklı bir şey yapayım dedim olmadı yine sana defalarca âşık olup seni düşündüm.
Dünyadaki hiçbir çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez.
Tenine dokunabilmek mi? Hâşâ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun.
Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur. Hatta haberi olmadığından bile haberi yoktur.
Biz birbirimize dönmüş iki ayna gibiyiz. İçimizde binlerce olsa da görüntümüz biz sadece birbirimizi görürüz.
Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.
Aydınlık neyin oluyor senin, gökyüzü akraban filan mı? Beni bulur bulmaz gözlerin şimşek çakıyorum yalan mı?
Bazı insanların kaderi istiridyeye benzer, kalplerinde sakladıkları bir inci için, köklerinden sökülürler.
Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara senin gözlerinde ışıldayan bir çift yıldız gönderirdim.
Eğer her zaman yaptığını yaparsan, her zaman elde ettiğinin aynısını elde edersin, daha fazlasını değil.
Üzgünüm diye başlayan bir cümle duyarsanız şayet, hazır olun cümlenin sonunda üzgün olan tek kişi siz olacaksınız.
Aslında her insan bir romandır ve biraz kahramandır. Gün gelir anlar ki, harcadığı tek şey hayalleri değil, zamandır.
İnsan geride bıraktıklarını özler, sahip olduğundan sıkılır, ulaşamadığına tutulur. Genelde ulaşılmaz olan hep aşk olur.
Aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi. Ve aşk öyle haindir ki; nerde imkânsız varsa gider onu sever.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Bu kadar yürekten çağırma beni. Bir gece ansızın gelebilirim. Beni bekliyorsan, uyumamışsan, sevinçten kapında ölebilirim.
Bir kere sevdaya tutulmaya gör; ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, mecnun misali kör; ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Eğer aç ve kimsesiz bir köpeği alıp bakar ve rahata kavuşturursanız sizi ısırmaz. İnsan ve köpek arasındaki temel fark budur.
Bir gül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan benimle meydan oku her çaresizliğe benimle uyu, benimle uyan birlikte varalım on üçüncü aylara.
İyi insan lafın üstüne gelir demişse eskiler ve ben sürekli seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demek ki iyi bir insan değilsin.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.
Alt yapısı olmayan bir şehir gibiyim. Ne zaman hüzünlensem gözlerimi su basıyor. Ve ne zaman seni düşünsem, kalbimin trafiği aksıyor.
İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni!
Yağmalandı kalbim, ömrüm, her şeyim. Kurşuna dizdiler anılarımı, yenik düştüm bu savaşta neyleyim, bir mezar nasılsa işte öyleyim.
Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.
Dudağında yangın varmış dediler, ta ezelden yayan koşarak geldim. Alev yanaklara sarmış dediler, sevda seli oldum; taşarak geldim.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
İki damla gözyaşı düştü gülüme, sonra kurudu tuzu kaldı geriye, denizleri aşıp aşkıma yol aldı bir umutla yeşerip tekrar açacak diye.
Bugün dünyayı istediğin renge boya, bu rengi pekguzelsozler.com insanlara tüm sevginle dağıt, kendini sevginin bir rengi diye tanıt, çünkü senin varlığın sevgiye en güzel kanıt.
Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer içsen de tükenir içmesen de, bu yüzden hayattan tat almaya bak: Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da.
Terk etmedi sevdan beni, aç kaldım, susuz kaldım, hayın, karanlıktı gece. Can garip, can suskun, can paramparça… Ve ellerim, kelepçede, tütünsüz uykusuz kaldım, terk etmedi sevdan beni.
Seni soruyorlar. Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? İkisi de imkânsız değil mi? Çünkü biliyorum asla geri dönmezsin. Ve biliyorsun sen benim için asla ölmezsin.
Bir gün gelir de unuturmuş insan en sevdiği hatıraları bile. Bari sen her gece yorgun sesiyle, saat on ikiyi vurduğu zaman, beni unutma. Çünkü ben her gece o saatlerde seni yaşar ve seni düşünürüm.
Gül biraz; bunca keder, bunca gözyaşı dinsin, gül biraz; şu gök kubbe kahkahanı işitsin. Her gidenin ardından koşmaya değmez hayat, gelecekleri bekle, gidecek varsın gitsin.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım pekguzelsozler.com atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak.
Aşık olmak en güzel duygu tabi doğru aşkı bulmak en zoru.Hadi doğru kızı buldun ona açılmak ise en can alıcı kısmı.Sevdiğinize, sevdiğiniz kişilere şöyle en can alıcı etkileyici bir söz söyleyerek kalplerini çalmak ister misiniz? Dert etmeyin bizler araştırdık ve oldukça anlamlı kişiyi size hayran bırakacak harika sözlere ulaştık.
EN GÜZEL ETKİLEYİCİ SÖZLER:
Başını daima dik tut unutma başı eğik olanın celladı çok olur.
Elimde olsa sesine sarılırdım.
Lanet olsun. Ne muazzam şey seni sevmek!
Sen ülkemin yaz geceleri gibisin.
İnsan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar.
Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayınız.
Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın.
Kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır.
Bütün iyi şeyler güler. Yalvarırım gülmeyi öğrenin.
Güneş demişken, ellerini çok seviyorum.
Aşkın her halini gördüm, artık ne hali varsa görsün.
Benim sevdiğim renk senin gözlerinde kaldı.
Gözyaşlarını, çocukların erişmeyeceği bir yere saklayın.
Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna.
Öyle güzel bakardı ki, sadece beni gördüğünü zannederdim.
Gençliğimi sadaka verdim şu dilenci yıllara.
En ağır işçi benim; gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.
Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?
O kadar güzel unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım.
Kasımda aşkı bulamadık, kapıyı aralık bıraktık.
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur.
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Sen böyle güzelken bana söz düşmez bakma, şiirler yazdığıma.
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
Ne kadar seversen, o kadar sevilirsin derken kafan mı güzeldi.
Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz.
Başkasının önünü aydınlatırken kendi yolumuza da ışık tutarız.
Öyle bir gel demelisin ki, mesafeler anlamını yitirmeli.
Ne demiş şair. Mutluluğu benimle bulan benimdir gerisi misafir.
Tercihleriniz umutlarınızı yansıtsın korkularınızı değil.
Hava soğuk, umutlar uzak. Demek ki bugün de içimizi çay ısıtacak.
Avucu kadar yüreği olmayan insanları kürek gibi dili var…
Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun için sevgiliye “yar” denilir.
İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.
2 duble rakıdan sonra herkes herkesi sever, söyle ona beni kahvaltıda sevsin.
İçine attıkların kederindir. İçinden atamadıkların kaderin…
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir.
Belki hiç bir şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi!
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim. Sensiz boğazımdan geçmiyor.
Birçok insan mutluluğu, burnunun üstünde unuttuğu gözlük gibi etrafta arar.
Hayat yolunda çıplak ayakla dolaşma hayal kırıklarım ayağına batabilir.
Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen. Demlikte nefesin, bardakta gamzen…
Bir merhaba yeterdi tanışmamıza, yüreğinde aşk kadar cesaret olsaydı.
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!
Salatalığın kabuğunu soymak, onun hıyar olduğu gerçeğini değiştirmez.
Gittiğin yerde boşluk dolduran değil, gittiğin zaman boşluğu doldurulamayan ol.
Bazı anlar vardır unutamazsın. Tekrarını istersin ama pozisyon kaçmıştır.
Yolunu değiştirmeden gittiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur.
Ne bir savcı kalırdı ne de bir yasa şu insanoğlu önce kendini yargılasa…
Aşk; kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, özneyle yüklem değil, iki yürek gerekir.
Özür dilerim seni kendime bile anlatamazken başkalarına nasıl tarif ederim.
İnsanlarla uzun süre yaşayamıyorum. Sonsuzluğun payından bana biraz yalnızlık gerek.
Uçurtmalar rüzgâr gücü ile değil o güce karşı koydukları için yükselirler.
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz, yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar.
Seveceksen öylece sev. Ne kusursuz insan ara ne de insan da kusur. Elif Şafak
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, seni beklediğim kadar.
Nankör insan her şeyin fiyatını bilen hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir.
Bizi biçimlendiren hayatımızdaki olaylar değil, bu olaylar karşısında geliştirdiğimiz inançlardır.
Gerek yok her sözü, laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.
Ben sende tattım aşkı sevdayı ben sende anladım birini sevip onun olmayı bu bendeki sen hep yaşayacak.
Boğazıma takıldı sevdan. 3 kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.
Başkalarının senin hakkında ne düşündükleri konusunda endişe duyduğun sürece, onlar senin sahibindir.
Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız. Sorsalar, güya hepiniz âşıktınız.
Bugün her zamankinden farklı bir şey yapayım dedim olmadı yine sana defalarca âşık olup seni düşündüm.
Dünyadaki hiçbir çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez.
Tenine dokunabilmek mi? Hâşâ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun.
Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur. Hatta haberi olmadığından bile haberi yoktur.
Biz birbirimize dönmüş iki ayna gibiyiz. İçimizde binlerce olsa da görüntümüz biz sadece birbirimizi görürüz.
Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.
Aydınlık neyin oluyor senin, gökyüzü akraban filan mı? Beni bulur bulmaz gözlerin şimşek çakıyorum yalan mı?
Bazı insanların kaderi istiridyeye benzer, kalplerinde sakladıkları bir inci için, köklerinden sökülürler.
Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara senin gözlerinde ışıldayan bir çift yıldız gönderirdim.
Eğer her zaman yaptığını yaparsan, her zaman elde ettiğinin aynısını elde edersin, daha fazlasını değil.
Üzgünüm diye başlayan bir cümle duyarsanız şayet, hazır olun cümlenin sonunda üzgün olan tek kişi siz olacaksınız.
Aslında her insan bir romandır ve biraz kahramandır. Gün gelir anlar ki, harcadığı tek şey hayalleri değil, zamandır.
İnsan geride bıraktıklarını özler, sahip olduğundan sıkılır, ulaşamadığına tutulur. Genelde ulaşılmaz olan hep aşk olur.
Aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi. Ve aşk öyle haindir ki; nerde imkânsız varsa gider onu sever.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Bu kadar yürekten çağırma beni. Bir gece ansızın gelebilirim. Beni bekliyorsan, uyumamışsan, sevinçten kapında ölebilirim.
Bir kere sevdaya tutulmaya gör; ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, mecnun misali kör; ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Eğer aç ve kimsesiz bir köpeği alıp bakar ve rahata kavuşturursanız sizi ısırmaz. İnsan ve köpek arasındaki temel fark budur.
Bir gül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan benimle meydan oku her çaresizliğe benimle uyu, benimle uyan birlikte varalım on üçüncü aylara.
İyi insan lafın üstüne gelir demişse eskiler ve ben sürekli seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demek ki iyi bir insan değilsin.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.
Alt yapısı olmayan bir şehir gibiyim. Ne zaman hüzünlensem gözlerimi su basıyor. Ve ne zaman seni düşünsem, kalbimin trafiği aksıyor.
İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni!
Yağmalandı kalbim, ömrüm, her şeyim. Kurşuna dizdiler anılarımı, yenik düştüm bu savaşta neyleyim, bir mezar nasılsa işte öyleyim.
Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.
Dudağında yangın varmış dediler, ta ezelden yayan koşarak geldim. Alev yanaklara sarmış dediler, sevda seli oldum; taşarak geldim.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
İki damla gözyaşı düştü gülüme, sonra kurudu tuzu kaldı geriye, denizleri aşıp aşkıma yol aldı bir umutla yeşerip tekrar açacak diye.
Bugün dünyayı istediğin renge boya, bu rengi pekguzelsozler.com insanlara tüm sevginle dağıt, kendini sevginin bir rengi diye tanıt, çünkü senin varlığın sevgiye en güzel kanıt.
Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer içsen de tükenir içmesen de, bu yüzden hayattan tat almaya bak: Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da.
Terk etmedi sevdan beni, aç kaldım, susuz kaldım, hayın, karanlıktı gece. Can garip, can suskun, can paramparça… Ve ellerim, kelepçede, tütünsüz uykusuz kaldım, terk etmedi sevdan beni.
Seni soruyorlar. Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? İkisi de imkânsız değil mi? Çünkü biliyorum asla geri dönmezsin. Ve biliyorsun sen benim için asla ölmezsin.
Bir gün gelir de unuturmuş insan en sevdiği hatıraları bile. Bari sen her gece yorgun sesiyle, saat on ikiyi vurduğu zaman, beni unutma. Çünkü ben her gece o saatlerde seni yaşar ve seni düşünürüm.
Gül biraz; bunca keder, bunca gözyaşı dinsin, gül biraz; şu gök kubbe kahkahanı işitsin. Her gidenin ardından koşmaya değmez hayat, gelecekleri bekle, gidecek varsın gitsin.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım pekguzelsozler.com atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak.
Yorumlar
Yorum Gönder